Kadın yaşı, infertilite tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli faktördür. Kadın yaşının ilerlemesi yumurtalık rezervinin azalmasına ve aynı zamanda yumurta kalitesinin de bozulmasına neden olmaktadır. Her yaşla birlikte üreme hızı azalırken bu hız özellikle 35 yaşından sonra artış gösterir ve 40 yaşından sonra ise maksimum düzeye ulaşır. 40 yaş üzeri kadınlardan elde edilen yumurtalarda büyük oranda kromozomal anormallikler de gözlenmektedir. Bu durum embriyoların tutunmasını engellemekte veya oluşan gebeliklerde düşük oranını belirgin şekilde artırmaktadır. Ayrıca Yumurta bozuklukları, tuba-peritoneal bozukluklar, rahim (uterin) bozuklukları ve açıklanamayan infertilite diğer kadın kaynaklı nedenler arasında yer almaktadır.
Erkek kaynaklı nedenler için tıklayın.
Düzensiz veya anormal yumurtlama, kısırlığı oluşturan nedenlerin yaklaşık %5-25’ini oluşturur. Normal koşullarda, her ay yumurtalıklardaki olgunlaşmamış yumurtalardan bir tanesi gelişip büyüyerek çatlar ve yumurtlama (ovulasyon) meydana gelir. Adet düzensizliklerine bağlı infertilitenin en önemli nedeni yumurtlamanın olmamasıdır (anovulasyon). Bu grupta polikistik over sendromu (PCOS), hipogonadotropik hipogonadizim veya endokrin bozukluklar sayılabilir. Bir kadında yumurtlamanın olup olmadığı çeşitli testlerle anlaşılabilir bu testler; ultrasonografi (USG) ile ovulasyon takibi, serumda progesteron hormon düzeyinin bakılması, bazal vücut ısısının incelenmesi, yumurtlama kitleri ile yumurtlama takibi vb olarak sayılabilir.
Rahim (uterus) her iki yanından uzanan kanallar aracılığıyla yumurtalıklara ulaşır. Bu kanallara tıp dilinde tuba uterina, fallop tüpleri veya salpenks denir. Rahmin sağında ve solunda birer tane bulunur. Yumurtalıktan atılan yumurta tüp organının ucundaki fimbria denilen saçaklı yapılarla yakalanır. Gebelik oluşabilmesi için vaginaya boşalan spermlerin rahim ağzı ve rahim içini geçerek tüplerdeki yumurtaya ulaşması gerekmektedir. Bu nedenle tüplerin açık olup olmadığının ve görevlerini yapabildiğinin gösterilmesi önemlidir. İnfertilite nedenlerinin %35’ini tüplere ait bozukluklar oluşturmaktadır. HSG (rahim filmi) tetkiki, tüplerdeki tıkanıklığı ve oluşmuş hasarı gösterebilir. Tüpler kapalı, hasar görmüş veya yapışık bulunursa cerrahi olarak düzeltilebilir. Ancak operasyon ile sonuç alınamaz ise tüp bebek yöntemi (IVF) tedavide en iyi alternatiftir.
Rahmin kısmen veya tamamen gelişmemiş olması, rahim içinde rahim boşluğunu daraltan perde (septum) bulunması, çift rahim, tek boynuzlu rahim gibi doğumsal bozukluklar, çiftin çocuk sahibi olmasını engelleyebilir veya tekrarlayan düşüklere yol açabilir. Sonradan rahim içinde oluşabilecek myom ve polipler de infertilite nedeni olabilir. Ayrıca geçirilmiş rahim ameliyatları, kürtaj veya enfeksiyonlar, rahim içinde yapışıklıklara sebep olarak infertilite oluşturabilir. Bu gibi bozukluklar USG veya HSG (rahim filmi) ile görülerek tanıları konabilir ve histeroskopik cerrahi ile düzeltilebilir.
İnfertil çiftlerin yaklaşık % 5-10’unda tüm testler normal bulunmaktadır. Çiftlerin birçoğu infertilite nedenini ortaya çıkarabilmek amacı ile yoğun testlere maruz kalmaktadır. Ancak bilinen tüm araştırmalara rağmen kısırlığı oluşturan neden ortaya çıkarılamamış ise, “açıklanamayan infertiliteden” bahsedilir. Açıklanamayan infertilite tedavisinde, sınırlı başarılarla aşılama ve ovulasyon indüksiyonu uygulanmaktadır fakat sebep belli olmadığından bu tedavilerin de başarılı olma şansı sınırlı olmaktadır. Eğer infertil çiftimize bu tedaviler birkaç kez uygulanmış ise daha fazla ısrarcı olmadan tüp bebek uygulamalarına geçilmelidir.
İnönü, Yavuz Selim Blv. No:190, 61040 Trabzon
0462 229 7070 | 444 44 84
0 (462) 229 70 74