Uterin Myomlar ( Miyom ) – Op. Dr. Ufuk Yılmaz

Uterin Myomlar ( Miyom )

miyom

Rahim urları (miyom – myom) rahimdeki selim (iyi huylu, kanser olmayan) büyümelerdir. Kadın pelvisinde ( leğen kemiği bölgesi, kasık) görülen en sık büyüme tipidir. Tüm kadınların yaklaşık % 25-50’sinde bulunur. Myomları olan pek çok kadın bundan haberdar değildir, çünkü bu urlar küçük kalabilirler, belirti veya sorun oluşturmazlar. Ancak bazı kadınlarda myomlar büyüklük, sayı ve yerleşimlerinden dolayı sorun yaratabilir.

Miyom Tipleri:

*-Subseröz miyom : Rahmin dışına doğru büyüyen myomlardır.
*-İntramural miyom: Myometrium  içerisinde büyüyen myomlardır.
*-Submüköz myom: Endometrial kaviteye doğru büyümüş myomlardır.
En sık görülen myomlar intramural myomlardır. Bir subresöz myom uterusa sapla bağlı ise buna saplı miyom denir. Subseröz myom ligamentum latum içerisine doğru büyümüşse buna intraligamenter miyom adı verilir. Subseröz bir myom uterusla bağlantısını kesip başka bir dokuya bağlanıp oradan beslenmeye başlarsa buna parazitik myom denir. Servik içerisinden gelişen myomlara servikal myom denir.

Belirtiler:

Myomlar sıklıkla belirti vermezler. Rutin jinekolojik muayeneler sırasında tesadüfen tespit edilirler. Ancak çoğu zaman büyüme ile orantılı olarak şu bulguları verebilirler: Fazla adet kanamaları, adet düzensizliği (menoraji en sık belirtidir), cinsel ilişki sonrası kanama, adet arası dönemde ara kanama, sık sık idrara çıkma, karında büyüme veya şişlik, adet dönemlerinde ya da cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru ağrı.  Tüplerin ya da rahmin ağzını kapayan ve rahim iç kısmına doğrubüyüyen myomlar infertiliteye (kısırlık) neden olabilirler. Submüköz  myomların tedavisinde histeroskopik cerrahi tercih edilir.

Miyom Gelişimine Dikkat!

Büyük myomlar barsaklara bası yaparak barsak içinde dışkının ilerlemesine engel olmak suretiyle kabızlığa neden olabilir. Döllenmiş yumurtanın rahmin içinde gömülüp kalmasına engelleyici şekilde yerleşmiş myomlar tekrarlayan düşüklere neden olabilir.

Myomların gelişiminin vücuttaki hormonlarla yakından ilgisi vardır. Örneğin menopoza girildikten sonra hormonlarda azalma olduğu için myomlar çoğunlukla küçülürler. Myom gelişiminden başlıca östrojen hormonu sorumlu tutulmakla birlikte son yapılan araştırmalarda progesteron hormonunun da etkili olduğu gösterilmiştir. Egzersiz ve sigaranın myom gelişimini azaltan faktörler olduğu düşünülmektedir. Doğum kontrol hapları myom gelişimine karşı koruyucu etki gösterebilir

Tedavi:

Miyom veya myomlar genellikle küçük ve şikayete neden olmadıklarından tedavi gerektirmezler. Buna rağmen belirgin şikayet yaratanlar, doğurganlığı etkileyecek kadar büyüklükte olanlar veya kanser ya da benzeri habis (kötü huylu) tümörlerle karışabilecek özellikte olanlar tedavi gerektirirler. Myomunuz eğer küçük ise 6 ay arayla kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Myomun büyüme hızı böylelikle takip edilmiş olunur. Tedavi için hemen hemen her zaman ameliyat uygulanır. Çok başarılı ve yaygın kullanılan bir ilaç tedavisi henüz yoktur.

Myomektomi ameliyatı:

Myomun uterus (rahim) duvarında basitçe sıyrılarak çıkartılması işlemidir. Laparoskopik yada açık olarak yapılabilir. Çocuk isteyen kişilerde rahmin korunmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Myomektomi ile myomları alınmış bir kişide 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşma riski %50-60 kadar bulunmuştur, bunların dörtte birinde (%10-15) tekrar ameliyat gerekmiştir.

Histerektomi ameliyatı (Rahmin alınması) :

Hızla büyüyen yakınmalara yol açan myomları olan, ileride gebelik düşünmeyen hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Rahim myomla beraber tamamen alınır. Hastanın menopoza girmesini önlemek için yumurtalıklar alınmadan bırakılabilir.

Myomların tedavisi için çoğunlukla ameliyat uygulanmakla birlikte yapılan çalışmalar ve araştırmalar bazı yeni tedavi yöntemlerinin uygulanmasını sağlamaktadır. Bunlara örnek olarak ülkemizde de uygulanan uterin arter embolizasyonu veya uterin arter oklüzyonu veya myolizis gibi yöntemler verilebilir.

ENDOMETRİAL POLİP 

Endometrial polip rahimin içini döşeyen zar tabakası endometriumdan köken alır. Bu dokunun bazı bölümleri normalden fazla büyüyerek rahim boşluğuna doğru itildiğinde polip ortaya çıkar. İtilmiş olan bu doku endometrium ile bağlantısını kaybetmez. Eğer bu bağlantı çok ince ise buna saplı polip adı verilir. Bazı durumlarda ise endometrium ile polip arasındaki bağlantı daha geniş bir alana yayılır ve geniş tabanlı polipler ortaya çıkar.

Nedenleri
Polipe yol açan faktörlerin neler olduğu bilinmemektedir. Ancak polip varlığı ile birlikte genelde endometrial hiperplazi de birarada görüldüğünden fazla östrojen aktivitesinin bu duruma yol açabileceği düşünülmektedir. Meme kanseri nedeni ile tamoksifen tedavisi alanlarda da endometrial poliplere sık rastlanır.

Görülme sıklığı 
Endometrial poliplerin görülme sıklığı konusunda net bir sayı vermek mümkün değildir ancak çok sık görüldüğü söylenebilir. Bazı çalışmalarda kadınların %50’sinde polip saptandığı ileri sürülmektedir. Genel kanı görülme sıklığının %10 civarında olduğudur. Her yaştaki kadınlarda görülebilmekle birlikte en sık 39-50 yaş grubunda rastlanır.

Poliplerin türleri
Şekil ve işlevsel özellikleri bakımından polipler gruplara ayrılır:

1) Hiperplastik polipler: Östrojene bağımlıdırlar ve endometrial hiperplaziye benzer özellik gösterirler.

2) Fonksiyonel polipler: Etrafındaki endometriuma benzer salgı hücreleri içerirler.

3) Adenomimatöz polipler: Bir miktar kas dokusu da içerirler.

4) Atrofik polipler. Hiperplastik ya da fonskiyonel polipin zaman içinde özelliğini kaybederek büzüşmesi (atrofi) sonucu oluşurlar

5) Pseudopolipler. Yalancı polipler. Genelde 1 santimetreden daha küçük yapılardır, adet siklusunun ikinci döneminde ortaya çıkıp adet kanaması ile birlikte kaybolurlar.

Bulgular
Poliplerin çoğu herhangi bir bulgu vermez ve başka bir nedenle yapılan incelemeler sırasında ya da rahim ameliyatları sonrasında patolojik incelemede fark edilirler. En sık karşılaşılan yakınma kanama bozukluklarıdır. Adet kanamalarının fazla olması ya da iki adet kanaması arasında görülen lekelenme tarzında kanamalar polipin belirtisi olabilir. Bazı kadınlarda ise adet kanamasını takip eden günlerde kahverengi bir akıntı ile kendini belli edebilir.

Kısırlığa Neden Olabilir 

Endometrial polip ile kısırlık ve tekrarlayan düşükler arasındaki ilişki tartışmalı olmakla birlikte genelde kısırlığa neden olduğu kabul edilmektedir. Eğer embryo polip üzerine yerleşirse normal gelişimini sürdüremeyebilir. Polip dışında normal endometrial alana yerleştiğinde de rahim içinde yer kaplayan bu lezyon gebeliğin sağlıklı bir şekilde devamına engel olabilir. Yapılan bir çalışmada kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin yaklaşık %24’ünde endometrial polibe rastlandığı bildirilmiştir.

Poliplerin kanserleşme olasılığı son derece düşüktür.

Tanı
Endometrial poliplerin tanısında pekçok yöntem kullanılabilir. Polip tanısı büyük oranda transvajinal ultrasonografi ile konur. Ancak yalancı polipler ile karışabilir. Rutin ultrason incelemesi yerine rahim iç boşluğunu daha iyi gösteren sulu ultrasonografi SİS ( Salin İnfüzyon Sonografi ) polip tanısında en etkili yöntemlerden birisidir. Rutin transvajinal ultrasonografinin polipleri saptamadaki duyarlılığı % 66 iken SİS duyarlılığı % 100’dür.

Polip tanısında altın standart histeroskopidir. Direkt olarak gözle görülen polip aynı anda alınarak tedavisi de gerçekleştirilmiş olur. Anormal vajinal kanamanın durdurulması için yapılan kürtaj sorası patolojik inceleme de konulan polip tanısı azımsanamayacak miktardadır. Radyolojik incelemelerden bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile de rahim içindeki polip gösterilebilir.

Tedavi
Poliplerin büyük kısmı herhangi bir yakınmaya neden olmaz. Ancak polip fark edildiğinde cerrahi olarak alınmalıdır. Bu işleme polipektomi adı verilir. Geçmişte polip tedavisinde en sık başvurulan yöntem küretajdır. Ancak kitle çok oynak olabildiğinden kürtaj sırasında alınamama olasılığı yüksektir. Bu nedenle modern jinekolojide polibin tedavisi histeroskopi ile alınmasıdır. Genel anestezi altında operatif histeroskopi uygulanır. Operasyon son derece kısa olup hastanın hastanede yatması gerekmez ve 1-2 saat içinde normal yaşantısına dönebilir.

Neden Alınmalı?

Polip saptandığında cerrahi olarak alınmasının birkaç nedeni vardır:

  1. Tanıyı kesinleştirmek. Kanama bozukluğunun polip dışında başka bir nedene bağlı olmadığını göstermek için. Örneğin beraberinde tıbbi tedavi gerektiren endometrial hiperplazi olmadığının gösterilmesi için.
  2. Kanseri ekarte etmek.Menopoz sonrası kadınlarda kanama olduğunda ilk akla gelecek patoloji rahim kanseridir. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda kanama varlığında polip saptandığında altta yatan bir kanser olmadığını dokümente etmek için polip mutlaka alınmalı ve patolojik incelemeye gönderilmelidir. Menopoz sonrası kadınlarda poliple beraber endometrial kanser görülme olasılığı %10-34 arasında değişmektedir.
  3. Kanamayı durdurmak.Polipe bağlı kanamayı durdurmanın en garantili yolu nedeni yani polibi ortadan kaldırmaktır.

      4. Üreme potansiyelini arttırmak. Hem kendiliğinden olan hamileliklerde hem de tüp bebek tedavileri öncesinde polip saptandığında gebelik şansını arttırmak için polipektomi yapılmalıdır. Yapılan bir araştırmada 1 santimetreden küçük poliplerin tüp bebek tedavilerinde gebelik şansını azaltmadığı ancak oluşan gebeliğin düşükle sonuçlanma riskinde bir artışa neden olduğu gösterilmiştir. Başka bir çalışmada ise poliplerin rahim içinde glycodelin adlı bir maddenin artmasına yol açtığı ve bu durumun hem yumurtanın döllenmesini hem de embryonun rahime tutunmasını olumsuz yönde etkileyebileceği gösterilmiştir.

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir?